Yazar "Emiroğlu, Elif" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atletlerde yeme bozuklukları(2018) Tuzgöl, Tuğçe; Emiroğlu, Elif; Güneş, Fatma EsraÖz:Dünyada en yaygın görülen yeme bozuklukları anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza olup; genel nüfusun yaklaşık %1'i anoreksiya nervoza, %4’ü ise bulimia nervoza belirtileri sergilemektedir. Anoreksiya nervoza çok düşük vücut ağırlığı, vücut ağırlığına ilişkin çarpık bir algı ve kilo almaya dair yoğun korku ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Bulimia nervozada ise kişiler gizlice çok büyük porsiyonlarda besin tüketerek, ardından duydukları pişmanlıkla sağlıksız bir şekilde bu besinleri geri çıkarmaya çalışmaktadırlar. Başka türlü adlandırılamayan yeme bozukluklarından biri olarak kabul edilen tıkınırcasına yeme bozukluğu ise kişinin yeme kontrolünü kaybettiği tekrar eden tıkınırcasına yeme atakları ile karakterizedir. Yeme bozuklukları ve düzensiz beslenme atletizm branşı sporcularında oldukça sık görülen durumlardandır. Atletlerde yeme bozukluğu görülme sıklığı %1-62 arasında değişmekte olup, kadınlarda bu sıklığın daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Sporcunun beslenme ve kilo kontrolü davranışlarının geçici olup olmadığını belirlemek için erken teşhis ve tedavi atletik programlar için öncelikli olmalıdır. Yeme bozukluğunun erken dönemde saptanması, hem sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını hem de atletin performansının olumsuz yönde etkilenmesini engellemektedir. Bu amaçla; Kadın Atlet Tarama Aracı, Atletik Ortam Anketi ve Fizyolojik Tarama Testi gibi kadın atletler için geliştirilmiş bazı tarama testleri bulunmaktadır. Atletlere yeme bozukluğu tanısı konulduktan sonra, bilgili ve deneyimli sağlık çalışanları ile multidisipliner ve hasta merkezli bir bakım programı oluşturulması önem arz etmektedir. Özellikle kadınlarda olmak üzere, atletlerde yeme bozukluklarının ciddi sağlık sorunlarına yol açması ve spor performansını olumsuz şekilde etkilemesi, atletlere özgü yeni tarama araçlarının geliştirilmesi ve uygulanmasına daha da önem verilmesi gerektiğini göstermektedir.Öğe Development and validity of a food frequency questionnaire for assessing vitamin C intake in Turkish adults(2020) Emiroğlu, Elif; Güneş, Fatma Esra; Karakoyun, BernaThis study aimed to evaluate the validity of a food frequency questionnaire (FFQ) developed to determine vitamin C intake. Material and Methods: This research was carried out at Istanbul University Faculty of Dentistry between October 2017 and May 2018. There were 75 individuals in this study, who were 18-65 years old. In order to determine the level of vitamin C intake of individuals, a FFQ was formed which contains the consumption frequency and the amount of consumption of 83 foods and its language is Turkish. After the determination of the plasma ascorbic acid level (PAAL) of the individuals, the validity of the questionnaire was examined by Spearman correlation test, Bland Altman plot and kappa statistics. All statistical analysis were performed using the IBM SPSS Statistics 20 Software and statistically significant differences were determined using a p value <0.05. Results: A total of 75 people (31 male and 44 female) participated in this study, and the mean age was 35.69±10.35 years. The median PAAL was 7.94 mg/L, while the median intake of vitamin C was 136.84 mg/d. There was a positive correlation between PAAL and intake of vitamin C (r=0.41; p<0.001). The values of PAAL and intake of vitamin C calculated by FFQ were divided into quartiles, and the rate of the classifying into the same or adjacent quartile was 81.4%. Conclusion: In conclusion, this questionnaire can be used to determine intake of vitamin C in Turkish adults.Öğe Eating attitude, nutrition knowledge and behaviors among female preschool teachers in istanbul: a cross-sectional study(2022) Emiroğlu, Elif; Ülker, Mutlu Tuçe; Elmacıoğlu, FundaABS TRACT Objective: The aim of this study is to determine the eating attitude, nutritional knowledge and behaviors of preschool teachers. Material and Methods: This descriptive cross-sectional study was conducted with the participation of 709 female preschool teachers working in 174 private kindergartens in İstanbul between May 17-31, 2021. The questionnaire form was applied to the participants face to face; the age information and body weight and height measurements of the individuals were recorded. Nutritional knowledge levels of the participants were evaluated with the Nutrition Knowledge Level Scale, their eating attitudes were evaluated with the Eating Attitudes Test 26 and their nutritional behaviors were evaluated with the Three-Factor Eating Questionnaire. The data were analyzed with the SPSS and p<0.05 was considered statistically significant. Results: The body mass index of 29.6% of the teachers is outside the range of 18.5-24.9 kg/m2 . Only 35.7% of individuals have a good/very good level of nutrition knowledge; it was determined that 13.8% of the participants had an impaired eating attitude. As the age of teachers increases, the level of nutrition knowledge increases, food selection develops positively and uncontrolled eating behavior decreases; however, body weight, body mass index and some feeding behaviors (emotional eating and cognitive restriction) increased. Conclusion: It has been determined that the nutritional knowledge level of teachers, which is one of the important factors in the development of healthy eating behaviors in preschool children, is not at a sufficient level, and this may be related to negative results in eating attitudes and behaviors.Öğe Evaluation of nutritional behavior related to Covid-19(2021) Elmacıoğlu, Funda; Emiroğlu, Elif; Ülker, Mutlu Tuçe; Özyılmaz Kırcalı, Berkin; Oruç, SenaObjective: It is known that social isolation process has an impact on individuals' eating behaviors. Continuing nutritional behavior resulting from emotional eating, uncontrolled eating and cognitive restriction may turn into eating disorders in the future. The purpose of this study is to evaluate the possible effects of Corona Virus Disease-2019 (COVID-19) pandemic and social isolation process on individuals' nutritional behaviors and body weight changes. Design: Retrospective cohort study. Setting: Nutritional behaviors of the participants before the COVID-19 pandemic and in the social isolation process were evaluated with the Three Factor Nutrition Questionnaire (TFEQ-R18). The changes in individuals' body weight during this period was also evaluated. Participants: A total of 1036 volunteer individuals (827 women, 209 men) aged 18 and over participated in the study. Results: During the COVID-19 pandemic and social isolation process, there was an increase in emotional eating and uncontrolled eating behaviors of individuals, but no significant change in cognitive restriction behavior occurred (p = <0.00; p = <0.00 and p = 0.53, respectively). It was reported that the body weight of 35% of the individuals who participated in the study increased during this period. Conclusion: Social isolation process practiced as a result of COVID-19 pandemic may lead to changes in some nutritional behaviors. Some precautions should be taken to prevent this situation that occurs in nutritional behaviors from causing negative health problems in the future.Öğe Gebelik ve laktasyonda iyot durumu(2019) Elmacıoğlu, Funda; Emiroğlu, ElifTiroid hormonlarının sentezinde, büyüme ve gelişme sürecinde önemli fonksiyonları olan iyot elementinin yetersizliği ülkelerin %95’ini etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yetersiz deniz ürünleri tüketimi, iyottan fakir topraklarda yetişen besinlerin tüketimi, guatrojen alımı gibi nedenlerle oluşan yetersizlik sonucunda; hipotiroidizm, büyüme yetersizliği, hücresel oksidasyon ve bazal metabolik hızda azalma gibi olumsuz sonuçlar meydana gelebilmektedir. Özellikle gebelik ve laktasyon dönemlerinde çeşitli nedenlerle gereksinimi artan bu element; gebelik sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanması, tiroid fonksiyonlarının korunması, merkezi ve çevresel sinir sistemi gelişiminin sağlıklı sürdürülebilmesi için yeterli düzeyde alınmalıdır. İyot yetersizliğine bağlı olarak anne ve bebekte oluşabilecek sağlık sorunları daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir. İyodun gebelikte fazla alınmasına bağlı olarak hipotiroidizm meydana gelebilmekte, bu durum WollfChaikoff etkisi olarak adlandırılmaktadır. Yetersizliği kadar fazla alımının da benzer sağlık sonuçlarına yol açabileceği dikkate alınarak, iyot durumunun takip edilmesi önem arz etmektedir. Gebe ve emzikliler tarafından tüketilen içme suyunun iyot içeriğinin uygun olduğundan emin olunmalıdır. İyodun en önemli kaynağı olan iyotlu tuzun yeterli düzeyde tüketilmesi, hazırlama ve saklama koşullarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Klinik, biyokimya ve besin tüketim durumu açısından değerlendirilen gebelere eğer gerekli görülürse uygun formda iyot desteği sağlanmalıdır. Bu makale, gebelik ve laktasyon dönemlerinde iyot elementinin rolüne, iyot yetersizliğinin önemine ve değerlendirme yöntemlerine, dünyada ve ülkemizdeki mevcut duruma ve iyot desteğinin gerekliliğine değinmektedir.Öğe Impulsivity as a Determinant of Food Intake: A Cross-Sectional Study of its Role in Eating Attitudes and Behaviors(2022) Emiroğlu, Elif; Işık, MevlüdeObjective: This study aims to examine the possible relationships between impulsivity and eating attitudes and behaviors. Material and Methods: In this cross-sectional study, 129 female and 111 male participants, with a mean age of 34.50±12.14 years, were categorized as obese and non-obese according to their body mass index. They were subjected to the Barratt Impulsivity Scale 11, the Three-Factor Eating Questionnaire-Revised 21 and the Eating Attitude Test 26. Their impulsivity, eating attitudes and behaviors were compared, and possible relationships between impulsivity and nutritional behaviors were examined. Results: Emotional eating and uncontrolled eating scores of obese individuals were higher compared to those of non-obese individuals, and obese individuals showed a lower Eating Attitude Test score and level of cognitive restriction. No difference was observed in all subscales of Barratt Impulsivity Scale in obese and nonobese individuals. There were positive correlations between all subscales of Barratt Impulsivity Scale and uncontrolled eating score and emotional eating score. Conclusion: Our results demonstrate that impulsivity is not higher in obese individuals, but that all sub-dimensions of impulsivity determined by Barratt Impulsivity Scale 11 are associated with uncontrolled and emotional eating behaviors. In the treatment of obesity, determining impulsivity levels and using approaches to reduce impulsivity may increase effectiveness and sustainability of treatment.Öğe Nörogastronomi ve Sağlıklı Besin Seçimini Geliştirme Üzerindeki Rolü(Toros Üniversitesi, 8 Temmuz 2024) Kayışkıran, Aybüke; Emiroğlu, ElifYiyeceğin görünümü, tat ve lezzete ilişkin belirli beklentiler sağlamaktadır. Bu da beslenme ve tüketim davranışını birçok açıdan etkilemektedir. Lezzet algısı, besinlerin tüketilmesi ve beyin tarafından işlenmesi sonucunda ortaya çıkan bir deneyimdir. Nörogastronomi, yemeğin, lezzetin ve yeme alışkanlıklarının, sinirbilim ile psikoloji gibi alanlardaki bilimsel araştırmalarla anlaşılmasını ve açıklanmasını hedefleyen multidisipliner bir alandır. Bu alan, insan beyninin yiyecekleri algılaması, tat duyusu, iştah kontrolü, yeme alışkanlıkları ve besin tercihlerine ilişkin süreçleri inceleyerek, yemek deneyimini etkileyen faktörleri anlamaya çalışmaktadır. Nörogastronominin en önemli araştırma alanı, beynin iştah ve gıda alımını düzenlemedeki rolüdür. Beynin duyulardan gelen bilgilere dayanarak yiyecek tatlarını işlemek için nasıl çalıştığını anlamak önemlidir. Beyin-iştah bağlantısını doğru bir şekilde anlamak, bireylerin daha sağlıklı yemek tercihleri yapmaları konusunda uzmanlara yol gösterici olabilir. İnsanların yiyeceklerin sağlıklılığına ve lezzetine hem davranış hem de beyin düzeyinde nasıl değer verdiklerini hesaba katmak, aşırı kilo ve obezite ile ilgili sorunların daha iyi anlaşılmasına ve ele alınmasına yardımcı olabilmektedir. Nörogastronomi, yiyecekleri farklı şekilde algılamak için beyinle nasıl çalışılacağı ve sağlıklı gıdaların lezzetli olduğunu düşünmeye yönlendirme konularında yol gösterici olabilir. Bu makalede, tat ve lezzet kavramı, tat algısını etkileyen parametreler, görsel faktörler, tabaktaki yemeğin lezzetini etkileyen faktörler ve nörogastronominin sağlıklı besin seçimini geliştirme üzerindeki rolü incelenmiştir.Öğe Zayıflama diyetlerinin sürdürülebilirliğini etkileyen faktörler: niteliksel bir araştırma(2021) Emiroğlu, Elif; Şahin, Selen; Öztürk, Esra; Koç, Sinem; Özdemir, Ezgi; Elmacıoğlu, FundaAmaç: Bu niteliksel çalışmanın amacı, zayıflama diyetlerinin sürdürülebilirliğini olumlu veya olumsuz yönde etkileyen faktörlerin derinlemesine anlaşılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma grubunu, herhangi bir sağlık problemi bulunmayan, yaşamının bir döneminde diyetisyen eşliğinde zayıflama programı uygulamış olan, 19-45 yaş arasında 20 kadın katılımcı oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında, katılımcılar ile yapılan derinlemesine görüşmelerde 5 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda “zayıflama diyetlerinin sürdürülebilirliğini etkileyen faktörler” başlığı altında 6 farklı ana tema olmak üzere, toplam 30 alt tema belirlenmiştir. Verilerin analizinde MAXQDA 12 programı kullanılmıştır. Bulgular: Bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular, bireylerin zayıflama diyeti uygulamaya karar vermelerinde en çok estetik kaygının rol oynadığını göstermektedir, ayrıca kişiler diyetten beklentilerinin hızlı ağırlık kaybı sağlaması, diyetisyenden beklentilerinde ise kişiye özel davranması olduğunu ifade etmişlerdir. Buna ek olarak, zayıflama diyeti uyguladıkları dönemde tatlı yeme isteğinin en çok zorlandıkları süreç olduğu belirlenmiştir, bireyler diyette zorlandıkları bu noktalarda genellikle kendilerini motive ederek çözüm yaratmaktadırlar. Zayıflama diyetlerinin sonlandırılmasında en sık karşılaşılan nedenin diyete uyumun kaybedilmesi olduğu gösterilmiştir. Sonuç: Zayıflama diyetlerinin sürdürülebilirliğinin, diyete başlamaya karar verilen andan itibaren bireylerin diyet yaptıkları dönemde, diyetten ve diyetisyenden beklentileri, zorlandıkları durumlar ile bu durumlar karşısında ürettikleri çözüm yollarının etkinliği dâhil birçok faktörden etkilendiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: